Sizin için oluşturduğumuz Ayvalık’a yakın tatil rotası sayesinde farklı ve yeni yerler keşfedebilirsiniz. Ayvalık dışında zaman geçirmek isteyenler ve Ayvalık’ta oturanlar bu listeyi not alabilir. Çünkü tam onlara göre bir gezi rotası.
Sizin için hazırladığımız bu liste Ayvalık’a yakın kolaylıkla ulaşılabilecek, hem doğası hem de sakinliği ile unutulmaz anılar yaratacak hafta sonu ya da günübirlik kaçış rotalarından oluşmaktadır. Özellikle Sonbahar mevsiminde bu rotaları tercih edebilirsiniz.
1 – Adatepe Küçükkuyu
Yunan mitolojisinden hikayeleriyle ve ciğerlere bayram ettiren oksijeniyle Kazdağları ülkemizin en efsane yerlerinden. ”Ege’nin arka bahçesi” de denilen bu cennetin gezerken en keyif veren köşelerinden biri de Adatepe Köyü.
Cumhuriyet öncesinde Türklerle Rumların bir arada yaşadığı ve farklı kültürleri harmanladığı Adatepe Köyü, bugün restore edilmiş eski evlerin arz-ı endam ettiği bir seyir durağı. Mutlaka gezin görün’ diyeceğimiz Çanakkale köylerinin en güzellerinden biri Adatepe Köyüdür. Diğeri ise Yeşilyurt köyüdür. Bu iki şirin köyü Gezi listenize ekleyebilirsiniz.
Her köşesini 2 saatte keşfedip bitirebileceğiniz Adatepe, Kazdağları’ın en güzel köylerinden biridir. Denize yaklaşık 4 km mesafede bulunmaktadır. Köy SİT alanı olduğu için izinsiz ev yapmak, hatta çivi çakmak bile yasaktır. Bu yüzden sokaklarında yürürken göreceğiniz evlerin hepsi sonradan restore edilmiş eski Rum ve Osmanlı evleridir. Ama içinde oturanları köyün eski sakinleri sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tıpkı İzmir’deki Doğanbey Köyü’nde olduğu gibi burada yaşayanlar da sanatçı, yazar, akademisyen kimlikli insanlardır. Köyün merkezindeki 600 yaşındaki çınar ağacı, ağzı dili olsa da bir konuşsa kim bilir neler anlatacak. Savaşı mı, huzurla bir arada yaşamayı mı yoksa tam unutulmuşken bu sanatçı insanlarca kurtarılışını mı?
2 – Şahinderesi Kanyonu – Altınoluk
Kazdağları’ndan cektiği temiz bol oksijen içeren havayı ovaya dağıtan, denizden aldığı iyotlu havayı da dağa cıkartarak adeta bir baca görevini üstlenen bölgeyi oksijen çadırına çeviren Altınoluk’da ki doğa harikası bir kanyondur.
Altınoluk Şahin Deresi Kanyonu İsviçre Alpleri’ nin ardından, dünyanın en en çok oksijen üreten ikinci bölgesi olan Altınoluk’daki kanyon, yıllardır macera tutkunlarının, yürüyüş yapmak, fotoğraf çekmek ya da serinlemek için kanyonu tercih eden doğa severlerin gözde mekanlarından biri konumundadır.
Altınoluk Şahin Deresi Kanyonu Altınoluk’un oksijen evidir aynı zamanda. Millî Park sınırları içerisinde ve koruma altındadır. İzinsiz giriş yapılamaz. 27 kilometre uzunluğundaki kanyonu dibinden boydan boya kat etmek mümkün değildir. Kanyon doğu ve batısında ortalama 600 metre yükseklikteki bir güzergâhtan gezilebilmektedir. Kanyonun açıklığı yaklaşık 700 metre bulunmaktadır.
Şahinderesi Kanyonu yol tarifi ve Goole Maps konum bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.
3 – Bademli Köyü Dikili
Dikili ilçesine bağlı bir köy olan Bademli Köyü, muhteşem denizi, koyları ve ilgi çekici gezi noktaları ile bölgenin en dikkat çekici köylerinden biridir.
Köy; beyaz kumlu ve muhteşem berraklıktaki mavi denizinin dışında, sıcak ve samimi yerlileri, sessiz sakin sokakları ve huzurlu atmosferi ile de görülmeye değerdir. Bademli Köyü, İzmir tekne gezilerinin uğrak noktaları arasında yer alan Kalem Adası ve Garip Adası’na da yalnızca 5 dakika uzaklıkta yer almaktadır.
Bademli Köyü’ne gelindiğinde, yerel satıcıların tezgahlarından organik ürün alışverişi de mutlaka yapılmalıdır. Köy, Dikili’ye ortalama 10 km uzaklıktadır ve araba ile yolculuk ortalama 10-15 dakika sürmektedir. Toplu taşıma ile ulaşım sağlamak isterseniz, Dikili Otogar’dan kalkan Bademli dolmuşlarını kullanabilirsiniz.
Zindancık Koyu, Dikili ilçesinin Bademli Köyü’ne bağlı küçük bir koydur. Koyun etrafında yer alan küçük evlerin yollarından yürüyerek denize ulaşım sağlanmaktadır.
Koy, adını geceleri hiç ay ışığı almaması ve zindan gibi karanlık olmasından almaktadır. Adı zindan olsa da, muhteşem denizi ile sabahları bir cennet gibidir. Denizinin suyu çok temizdir ve genellikle dalgalı değildir.
Koya çok yakın bir konumda küçük bir ada bulunmakta ve yaklaşık 15-20 dakika yüzerek adaya ulaşmak mümkündür. Zindancık Koyu, turistler tarafından çok fazla bilinmediği için, hafta sonları ya da kalabalık Dikili sahillerinden kaçmak için güzel bir yerdir.
Koyun suyu çok temiz olduğundan, su altı çekimleri yapmak için de idealdir. Ayrıca, hemen yanı başındaki Killik Koyu da görülmeye değerdir.
Zindancık Koyu, Dikili merkeze ortalama 10 km uzaklıkta ve araba yolculuğu ortalama 10-15 dakika sürmektedir.
Küçük Zindancık Koyu yol tarifi ve Goole Maps konum bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.
4 – Nebiler Aşıklar Şelalesi Dikili
Henüz yeteri kadar tanınmayan Nebiler Şelalesi İzmirin saklı güzelliklerden biridir. Aşıklar Şelalesi olarak da bilinen Nebiler Şelalesi, İzmir’in Dikili ilçesi Nebiler Köyü sınırlarında bulunmaktadır. Yemyeşil bir doğa, yaşlı çınar ağaçları, irili ufaklı mağaralar, küçük şelaleler, keyifli yürüyüş yolları, etkileyici manzara ve düdeni ile Aşıklar Şelalesi, doğayla buluşmak için uygun altyapıya sahiptir.
Şelaleden yükselen su sesinin duyulduğu, yemyeşil çınar ağaçlarının manzarasına sahip restoran, şelaleyi görmek isteyenlerin karşısına çıkan ilk yapı. Şelaleye 86 basamaktan oluşan ahşap merdiven ile ulaşım sağlanmaktadır.
Yaz aylarında boyu 1 metreyi aşmayan bu gölette serinlemek mümkün. Ancak çevrenin kaygan olması nedeniyle dikkatli olmakta yarar var. Şelaleye inen basamakları çıkıp sağ taraftan şelale kaynağına doğru yüründüğünde 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından Ağlayan Mağara’ya ulaşılıyor. Şelale kaynağını oluşturan sular uzun bir yoldan büyük bir şiddetle akıyor. Farklı türdeki ağaç ve bitkilerle sarılı yol bazı tehlikelere sahip. Bu yüzden ya yürüyüş ayakkabısı ya da mevsime göre kaygan olmayan sandalet ya da terlikle gelmek gerekiyor.Mağara üzerinden küçük damlalar halinde tıpkı bir insanın ağlaması gibi damlayan su tanecikleri etkileyici bir görünüme sahip. Bu mağara deniz seviyesinden 271 metre yükseklikte. 900 metrede Ece Çağlayanı, 1300 metrede ise Sümeyra Şelalesi‘ni de görmek mümkün.
Aşıklar Şelalesi Hikayesi
Bir rivayete göre, peri padişahının kızı Sümeyra, civar köylerden Yörük Ali’ye gönlünü kaptırır. Yörük Ali de Sümeyra’ya. Ne var ki peri padişahı kızını bir ölümlüye vermek istemez ve bu aşka izin vermez. İki aşık çaresiz kalır. Nebiler vadisindeki koca çınarın altında her gün gizlice buluşur, hasret giderirler. Sonra da birbirilerine sarılır saatlerce ağlaşırlar. Bunu öğrenen peri padişahı bu aşka son vermek için askerleri ile birlikte aşıkların peşine düşer. Amacı Yörük Ali’yi öldürmektir. Tam onları yakalamak üzereyken koca çınar yarılır ve aşıkları içine alır. Bu mucize karşısında peri padişahı insafa gelir. Ancak aşıklar aşklarının sonsuza kadar sürmesi için tanrıya dua ederler. Tanrı da onları kayalıklardan akan bir şelaleye çevirir. Aşkları sonsuza kadar sürer. Kızını sonsuza kadar kaybeden peri padişahı şelalenin yukarısındaki mağaraya çekilir, gözyaşları döker. Ağlama seslerini duyan çevre sakinleri mağaraya “Ağlayan Mağara” adını vermişlerdir.
Nebiler Aşıklar şelalesi yol tarifi ve Goole Maps konum bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.
5 – Ören Burhaniye
Burhaniye Ören, geçmiş dönemde sayfiye yeri amacıyla kullanılırken günümüzde hem İstanbul’a olan yakınlığı, hem aileler için uygun bir tatil beldesi olması hem de Ege ve Akdeniz’deki birçok tatil beldesine göre uygun fiyatlı tatil yerleri arasında yer alması sebebiyle tatilciler tarafından oldukça tercih edilmektedir. Ören, tertemiz denizi, uzun plajları, Kazdağları ile çevrili tabiatı nedeniyle hem mavi hem de yeşilin her tonunu görebileceğiniz şirin bir tatil beldesidir.
Ören, antik çağdaki Adramytteion kentinin merkezi olarak biliniyor. Döneminde antik liman olarak da kullanılan Burhaniye’de döneme ait mezar kalıntıları, antik kente dair bulgular ve tarihi eserler mevcuttur. Antik döneme ait kazılar Burhaniye yerleşim yeri olduktan epey sonra başladığı için çok sayıda tarihi eser kaybedilmiş ya da yok edilmiştir. Yakın tarihine gelirsek Ören Mahallesi 1960 yıllarda kurulmuş ve yerleşime açılmıştır. Yazlık site konutları inşa edilmesiyle başlanan süreçte, Burhaniye Ören Mahallesi dört mevsim yaşanan bir mahalle haline gelmiştir.
Yalnızca tarihi değil aynı zamanda Doğal Sit Alanı olan Ören’ deki asırlık palamut ağaçlarının, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tek tek numaralandırılarak koruma altına alınması ile YEŞİL ÖREN kimliği de güvence altına alınmıştır. Tertemiz suyu ve ince kumu ile ünlenen Ören Plajı, 2000 yılında bu ününü Avrupa Çevre Eğitim Vakfı (Feee) tarafından verilen ve artık tüm dünyada “Denize Girilebilirlik Ölçütü” olan Mavi Bayrak ile tescil ettirmiştir.
6 – Kozak Yaylası Ayvalık / Bergama
Kozak Yaylası, Ege Bölgesi’nde İzmir sınırları içinde Bergama-Ayvalık ilçe merkezleri arasında yer alan, Bergama’ya yaklaşık 20 km mesafeden itibaren başlayan, deniz seviyesinden yüksekliği 500-1000 metre arasında değişen yayladır. Atatürk Anıtı Goole Maps konum bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.
Çam fıstığı ve dokumaları ile ünlü olup, ayrıca önemli bir yayla turizmi (trekking) merkezidir. Kozak yaylasında ida madra jeoparkları, kozak köyleri ve Atatürk anıtını görebilirsiniz. Oldukça sakin ve huzurlu bir gezi rotasıdır.
7 – Hasanboğuldu Göleti ve Sütüven Şelalesi Akçay
Kazdağları’nın en ünlü doğal güzelliklerinden biri olan Sütüven Şelalesi, Zeytinli Köyü’ne 4,5 km mesafede bulunmaktadır. Sarıkız Yaylası’ndan doğan ve Kızıleçeli Çayı üzerinde şarıldayan Sütüven Şelalesi, 1992’de kurulmuş ve 3 hektar büyüklüğe sahiptir.
Hasanboğuldu mesire alanı içerisinde piknik yapılabilmektedir. Bunun için ayrılmış mesire alanları bulunmaktadır. Girişleri ücretlidir.
Konum, Yol bilgisi ve Tarifine buradan ulaşabilirsiniz.
Hasan Boğuldu Efsanesi
Edremit pazarı, şimdi olduğu gibi yüzyıllar önce de Çarşamba günleri kurulurdu. Etraftaki köylüler ürünlerini pazara getirip satar, ihtiyaçlarını alarak köylerine dönerlerdi. Zeytinli köyünün yakışıklı delikanlısı Hasan’ın babası ölmüş, anasının ve kendisinin karnını doyurabilmek için baba mesleği bahçıvanlığı devam ettirmekte idi. Yetiştirdiği sebze ve meyveleri, Edremit pazarına götürüp satıyor, ihtiyaçlarını alıp köyüne dönüyordu. O gün pazarın kalabalığı içerisinde bir kız görmüştü, çok güzel, alımlı bir kızdı, uzun süre gözleri ile onu takip etti. Giysilerinden obalı olduğu anlaşılıyordu, sırtında heybesi bir şeyler satmaya uğraşıyordu.
Kızı gözden kaybetmişti fakat hayali gözünün önünde duruyordu, evlenme çağı da gelmişti. Güzel düşlere dalıp gitmişti. Birden, kendisine seslenildiğini fark etti, kafasını kaldırdığında güzel kızı karşısında görmüştü. Eli ayağı birbirine dolaşmıştı, şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı. Bu halini gören kız gülmeye başlamış, daha da güzelleşmişti. Hasan kendisinden istenilenlerin en iyilerini seçip verdi. Kıza kim olduğunu sordu. Adının Emine olduğunu ve Zeytinlinin üstündeki obalarda oturduklarını öğrendi. O da Hasanı fark etmişti. Her Çarşamba Emine peynirin ,sütün ,yoğurdun,balın en iyisini, Hasana getiriyor, Hasanda sebzenin en iyisini ona veriyordu. Pazardan, Zeytinliye kadar beraber dönüyorlar, Zeytinliden sonra Emine obaya varabilmek için üç sat daha yürüyordu.
Emine ile Hasan birbirlerini sevmişler ve evlenmeye karar vermişlerdi. Hasanın annesi evine bir can yoldaşı geleceği için sevinmişti. Fakat Emine’nin ailesi, obada hiçmi kendine uygun delikanlı bulamadığını, ovalının obada yaşayamayacağını söyleyerek karşı çıkmışlardı. Emine ısrar edince, Hasanın kırk okka ( altmış kilo ) tuzu sırtında obaya çıkarabilirse yiğitliğini göstereceğini ve herkesin onu damat olarak kabul edeceğini söylemişlerdi.
Emine, Hasana durumu anlatır. Başka yapacak bir şey olmadığını anlayan Hasan, sevdiğine kavuşmak için tuz çuvalını sırtına alır ve yola düşerler. Bahçıvanlık yaptığı için Hasan bu tür bir yüke alışkın değildi. Beyobaya vardıklarında yorulmaya başlamıştı. Şimdiki Sütüven şelalesine vardıklarında, yol dere içerisinden gidiyordu, taşların üzerinden atlayarak geçiyordu, yorulmuştu, tuz sırtını yakmaya başlamıştı, daha geldikleri kadar yol vardı. Gök büvete vardıklarında gücü tükenen Hasan, yere düşer. Emine, Hasanı yüreklendirmeye çalışarak gelecek iyi günleri anlatır, fakat Hasan kalkamaz. Emine’ye buralardan kaçmayı, başka yerlerde yaşamayı teklif eder. Emine obasına söz vermiştir.
Kendisinin bile rahatlıkla taşıdığı çuvalı taşıyamayan kişiyi obaya nasıl götürebilirdi. Hasanın yalvarmalarına aldırmaz, çuvalı omzuna alarak obanın yolunu tutar. Hasan “ senin obana varamıyorum, kendi köyüme de varamam, beni bırakma” diye yalvarır. Emine, Hasanın sesi kulaklarında çınlayarak yoluna devam eder. Obaya vardığında pişman olur. Geri dönmek ister. Fakat fırtına çıkar, şiddetli yağmur yağmaya başlar. Ailesi bu havada onu ormana bırakmaz, sabah olunca gitmesini söylerler.
Emine sabahı zor eder, ilk ışıklarla, Gökbüvet’e koşar fakat Hasan yoktu. Zeytinliye annesine, Edremit’e koşar, Hasanı kimseler görmemişti. Hasanın sesi kulaklarında çınlayan Emine, mecnun gibi, dere boyunca onu arar durur. Obasına da dönmez.Günler sonra Gökbüvet’te, Hasan’ın gömleğini ve ona verdiği çevreyi bulur. Sana kavuşmaya geliyorum Hasan’ım diyerek kendini Gökbüvetin başındaki çınara asar. O günden sonra Gökbüvetin adı Hasanboğuldu, Gökbüvete bakan çınara da Emine Çınarı denmektedir.
8 – Çandarlı Dikili
Eski ismi Elaitikos Kolpos olan Çandarlı Körfezi, kuzeyde Kemikli Burnu ile güneyde Yıldırımkaya ve Aslan Burunları arasında bulunmaktadır.
Çandarlı Körfezi, Ege Bölgesi’nde, İzmir Körfezi’nden sonra ikincil önem taşıyan körfez olma özelliği taşımaktadır. Yolunuz düşerse Çandarlı körfezi ve Çandarlı kalesini mutlaka görmelisiniz.
Ceneviz şövalyeleri tarafından inşa edilen Çandarlı Kalesi Türkiye’nin en iyi korunmuş durumdaki kalelerinden birisidir. Kalede Helenistik Çağ surlarından kalmış taşların kullanıldığı görülür. Kale 13.-14. yy’da ünlü sadrazam Çandarlı Halil Paşa tarafından restore ettirilmiştir. Sadrazamlığı sırasında Çandarlı Halil Paşa, ünlü Pitane kentinin Cenevizlilerden kalma köhne kalesini yeniden yaptırdı ve kenti bayındır hale soktu. Yeni icat olan top atışlarına karşı dayanıklı olması için taş bloklar ve temel payandaları yaptırmıştır.
Böylece Çandarlı Kalesi sağlam ve korunaklı bir hal almıştır. İşte o zamandan beri Pitane adının yerine Çandarlı almıştır. Bir başka deyişle Çandarlı’nın isim babası Halil Paşadır. Planı kareye yakın bir dikdörtken biçiminde olan Çandarlı Kalesi, bugün beş kulesi, mazgalları, kapısı ve duvarları ile oldukça görkemlidir.
Çandarlı kalesi Goole Maps konum bilgisine buradan ulaşabilirsiniz.
Bir sonraki konu: Ayvalık Plajları